Trendyol Süper Lig’in 6. haftasında Fenerbahçe ile Galatasaray karşı karşıya geldi. Ülker Stadyumu’nda oynanan dev maçı Galatasaray 3-1’lik skorla kazandı. Spor yazarları da sarı-kırmızılıların Kadıköy’de aldığı dev derbi galibiyetini köşe yazılarında değerlendirdi.
Sevgili Mourinho böyle giderse… Süper Lig’in 6’ncı haftasında Fenerbahçe sahasında Galatasaray’ı konuk etti. Ülker Stadı’nda oynanan ve saat 20.00’de başlayan derbi müsabakasını hakem Atilla Karaoğlan yönetti. Atilla Karaoğlan’ın yardımcılıklarını Ceyhun Sesigüzel ve Süleyman Özay üstlendi.
KADIKÖY’DE KAZANAN GALATASARAY
Galatasaray, Trendyol Süper Lig’in 6. haftasındaki derbi maçta Fenerbahçe’yi deplasmanda 3-1 mağlup etti. Sarı-kırmızılı ekibe galibiyeti getiren golleri 20’de Livakovic (k.k), 28’de Mertens ve 59’da Sara kaydetti. Fenerbahçe’nin tek golünü ise 63’te penaltıdan Dzeko attı. Galatasaray ligdeki puanını 18 yaparak liderliğini sürdürdü. Fenerbahçe ise 13 puanda kaldı. Galatasaray, Fenerbahçe derbisiyle Trendyol Süper Lig’de 6’da 6 yaptı ve 2009-2010 sezonunda en iyi sezon başlangıcını tekrarladı. 2009-2010 sezonunda Hollandalı Teknik Direktör Frank Rijkaard döneminde ligde 6’da 6 yaparak başlamıştı ve bu da sarı-kırmızılıların en iyi sezon başlangıcıydı. Okan Buruk’un öğrencileri, Fenerbahçe galibiyetle bu başarıya tekrarladı.
32 MAÇLIK SERİ SONA ERDİ
Sezonun ilk 5 maçında 4 galibiyet, 1 beraberlik alan sarı-lacivertliler ilk yenilgisini de ezeli rakibi karşısında aldı. Geçtiğimiz sezonu 27 maçlık yenilmezlik serisiyle tamamlayan Fenerbahçe, bugün oynanan derbiye kadar seriyi 32 maça çıkarmıştı. Fenerbahçe, 4 Kasım 2023’te Trabzonspor’a karşı aldığı 3-2’lik mağlubiyetin ardından Süper Lig’de ilk kez mağlup oldu. Bu süreçte 12 galibiyet, 3 beraberlik alan sarı-lacivertliler, son 8 maçta ise hanesine 3 puan yazdırmıştı. 8 maçlık galibiyet serisi de yine derbide son buldu.
GALATASARAY, KADIKÖY’DE SON 8 MAÇTA 4. GALİBİYETİNİ ALDI
Galatasaray, Fenerbahçe ile Kadıköy’de oynadığı son 8 derbide 4. galibiyetini kazandı. Sarı-kırmızılılar, sahadan 3-1’lik skorla galip ayrıldı ve Kadıköy’deki iyi serisini sürdürdü. Aslan bu derbiyle birlikte rakibinin evinde oynadığı 8. derbide 4 galibiyetini elde ederken, 1 mağlup oldu. 3 mücadele de berabere sona erdi. Spor yazarları da Galatasaray’ın Kadıköy’de Fenerbahçe’yi 3-1 yendiği dev derbiyi bugün kaleme aldıkları köşe yazılarında değerlendirdi. İşte o yazılar…
MOURİNHO’YA YAZAR – FAİK ÇETİNER
Sevgili Mourinho böyle giderse… Fenerbahçe’nin farklı şok yenilgisi en kısa yoldan Mourinho’ya yazar. Neden mi? Sıralayalım. Takıntıların yüzünden geçen senenin makina gibi işleyen takımının tekerine çomak soktun. Cici çocukların var, onlar kötü de oynasalar sahada kalıyorlar. Maçın ilk 45 dakikasında sahada gezinen Szymanski ve Tadiç’i oyunda tutup, İsmail Yüksek’i dışarı alıyorsun. Yerine çok istediğin Amrabat’ı sahaya sürüyorsun. Ne yapıyor o da sahada geziniyor. Geçen haftanın en başarılı oyuncusu Becau’yu değil, Djiku’yu oynatıyorsun, Galatasaray ilk 2 golü hava toplarından kazanıyor. Kendin aldın diye Maximin’i banko oynatacağım diye İrfan Can gibi maçın gidişatını değiştirecek bir ayağı kulübeye hapsediyorsun. 25 milyon Euro’ya santrafor (En Nesyri) aldırıyorsun, banko oynamıyor. İşin komiği yüzüne bakmadığın Cengiz Ünder ve Mert Hakan’ı kurtarıcı (!) sahaya yolluyorsun. Fenerbahçe ezeli rakibi karşısında yenilgiyi hak eden bir oyun oynadı. Okan Buruk’un dersini iyi çalıştığını gördük. Onu ve takımını kutlayalım. Sevgili Mourinho, bizim lig başka liglere benzemez. Fenerbahçe taraftarı da başka taraftarlara. Böyle giderse, gözden çabuk düşersin.
OKAN BURUK MOURİNHO’YU MAT ETTİ – TUNÇ KAYACI
Kadıköy’de Fenerbahçe’nin sahaya çıkan 11’i tartışılmazdı ama Okan Buruk’un 11’i soru işaretleriyle doluydu. Özellikle Yunus ve Mertens böyle zorlu bir deplasmanda rakibin güçlü orta sahası karşısında etkili oyun oynayabilir miydi? İlk yarıda Okan Buruk’un planı iyi işledi ve Fenerbahçe’ye karşı geriye yaslanmadan etkili hücumlar yapan, 2 gol atıp net üstünlüğü yakalayan bir Galatasaray vardı. Fenerbahçe’de ise ilk gözlemim şu; futbolcuların kazanmaktan önce ya kaybedersek baskısı hissediliyordu. Sadece Maximin’in tarafından akınlarla etkili olan SarıLacivertliler rakip savunmaya zor anlar yaşattı ama Muslera hatasız oynadı. Mourinho’nun Galatasaray karşısında tek tip hücum anlayışı yetersizdi, devamlı ceza alanına kavisli ortalar sonuçsuz kaldı. İkinci yarı gol bekleyen Fenerbahçeliler, Sara’nın golü sonrası şok oldu. Yüksek bonservisi nedeniyle gündemden düşmeyen Sara, klas bir vuruşla hem fişi çekti hem de bir anlamda eleştirilere sahada cevap verdi. Öte yandan bir başka eleştirilen isim Yunus Akgün de hocasını başarılı performansıyla mahcup etmedi. Adeta ‘Kerem’in boşluğunu ben doldururum’ dedi Yunus. ‘Fenerbahçe de eksik olan neydi?’ derseniz…
Yine söylüyorum; kaybetme korkusu ve baskı, telaş oyunuyla birleşince gerçek futbollarını sahaya yansıtamadılar. Özellikle en üstün oldukları bölge olan orta alanda üstünlük koyamayınca kuvvet dengesi Galatasaray’a geçti. Gecenin özeti; Mourinho rakip analizinde kötü bir sınav verirken, geçen sezon İsmail Kartal’ın Fenerbahçe’sini mumla arattı. Şampiyonlar Ligi’ne veda ederken çok eleştirdiğimiz Okan Buruk ise Kadıköy’de oyunla da skorla da sınıfı geçti ve 6’da 6 yaparak kayıpsız yoluna devam etti.
KOLAY OLDU – SERKAN AKCAN
Okan Buruk sahaya sürdüğü her bir futbolcusundan maksimum verim aldı. Galatasaray, Davinson Sanchez liderliğinde savunmadan oyun kurulumunu en az hatayla yapabildi. Gabriel Sara’ya İsmail ve Fred’ten temaslı savunma gelmediği her dakika Galatasaray orta sahası daha da yüreklendi, Torreira takımının oyun merkezini rahatlıkla öne taşıdı. Mourinho’nun planı ilk 20 dakikadaki coşkuya bir gol sıkıştırmak üzerine kuruluydu. Maximin ile pozisyon da buldular ama bir türlü topu doğru yere vuramadılar. Osimhen haksız rekabet unsuru olacak gibi görünüyor. İlk yarıda Galatasaray’ın hücuma çıkışlarında yönlendirici istasyondu, savunmadan uzun çıkan topları rahat indirdi, Fenerbahçe ceza sahasında evindeki kadar rahattı. Harika bir asist yapması da işin şovuydu.
DÜNYASINI DEĞİŞTİRECEK
Osimhen Galatasaray’ın dünyasını değiştirmeyi, Okan Buruk’un hayatını renklendirmeyi kafasına koymuş gibi oynuyor. Sadece o değil, Yunus Akgün de Galatasaray’ın sahadaki en iyilerinden biriydi. Okan Buruk’un işini sahada en kolaylaştıran Mourinho’nun az temaslı, uzaktan savunma planıydı. Galatasaray’da orta sahada hep 1 kişi fazla kaldı, Torreira topu öne doğru oynarken kafasını kaldırdığında her pozisyonda bir pas opsiyonu buldu. Galatasaray, Kadıköy’de değil de sıradan bir deplasmanda oynuyormuş gibi rahattı. Mourinho’nun, 67’de Djiku’yu çıkarıp En Nesry’yi alması Fenerbahçe’ye hücum zenginliği getirmezken 80’de Fred ile Maximin’i çıkarıp sarı kartlı Mert Hakan ile Cengiz’i alması ilginçti doğrusu.
EN ZOR MAÇI KAZANDI – CEM DİZDAR
Maça Fenerbahçe etkin başladı göründüyse de 16. dakikada önce Çağlar döneninde ise Fred ortaladı. Bu tip hücumlara “futbolda orta yapma sorunu” denmiyor nedense!.. O top beklendiği gibi savunmadan döndü lakin o dönüş bir Galatasaray golü olarak nihayete eremediyse onlar da rakipleri gibi hücumda “acemice” davrandıklarındandı! Düzenliydi Galatasaray. Spikerlerin anlatımıyla, “Uzun yıllar hafızalardan silinmeyecek” bir gol attı Lucas Torriera. Livakovic’e çarpan topta!.. Ardından Mertens Benfica’da ilk maçında ilk golünü atan Kerem Aktürkoğlu’na benzer bir vuruştan gelen golle selam çaktı! Fenerbahçe tedirgin Galatasaray sakin ve düzenli ilerledi devre boyunca. Ev sahibi ağırlıklı olarak Saint Maximin’in dalışlarına muhtaç, Galatasaray daha “temkinli tarz”a terfi edip fırsat kollar görünümdeydi. Fenerbahçe onca harcamaya onca “özel oyuncu”ya rağmen örgütlü davranma konusunda sorunlarını çözebilmiş görünmüyordu. Onca fraksiyon çatışması, olumsuz haber, dış etkiye ve onca açıklığa rağmen Galatasaray, takımı tüm bunların dışında tutmayı başarıp ülkenin en zor maçını kazandı.. Üstelik Kadıköy’de, deplasmanda! Şimdi… “Üç İstanbullu” arasında geçecek gibi duran ligin hemen başında Jose Mourinho başta Fenerbahçe organizasyonu tartışmalı hale geldi! “İlk devrenin 2-0 bitmesi önde olan takım için tehlikelidir” tecrübesinin (!) “Şehir efsanesi” olduğuna bir örnek daha bulundu… Bu maçlar için bu kadar para saçmaya gerek olmadığını anlamamız için daha ne olması gerekiyor acaba?
PENALTI HATALI KIRMIZI ÇIKMALIYDI – DENİZ ÇOBAN
Dünkü maç, alışılagelmiş derbi atmosferlerinden uzaktı. Hakem ekibi açısından beklenenden daha kolay geçti. Hakemler, çok fazla kritik karar vermek zorunda kalmadılar. Hakemlerimizin alışkanlık haline getirdiği kart hataları bu maçta da çokça vardı ama gidişatı etkileyecek sonuçlar doğurmadı. 36’da savunmanın arkasında topla buluşan Dzeko, Sanchez tarafından düşürülünce Fenerbahçeliler kırmızı kart beklediler. Karaoğlan sarı kartını çıkarttı. Sevgili Mourinho böyle giderse… Bu pozisyon hakem yorumuna muhtaç bir pozisyondu ve hakemin sarı kart değerlendirmesine yüzde 100 yanlış diyemem. Ancak bana göre bu pozisyonda kırmızı kart çıksa çok daha doğru olurdu. Çünkü top Dzeko’nun kontrolündeydi ve topu sürerek kaleye ilerliyordu. Faule maruz kaldığında Abdülkerim sağında kalmıştı ve o yetişemeden vuruşunu yaparak, gol atma şansı oldukça yüksekti. 61’de Fenerbahçe lehine çalınan penaltıya ise katılmam mümkün değil. Fred’e Abdulkerim’in faulü gerektiren bir müdahalesi yoktu. Topu Fred ortaladıktan sonra Abdulkerim’in rakibine oldukça dikkatli bir hamlesi vardı. Sonrasında futbol oyununun doğasında olan bir temas gerçekleşti. Penaltı da Abdulkerim’e çıkan sarı kart da yanlıştı.
TAM 9 SARI!
Maçın hakemi Atilla Karaoğlan, derbide sık sık sarı kartını kullandı. Galatasaray’dan 6, Fenerbahçe’den ise 3 oyuncu kartla cezalandırıldı. 90 dakika sonunda ise iki ekipten toplamda 9 oyuncu sarı kart görmüştü.
Savunma futbolunu, adeta kitabını yazıp dünya çapında başarılara imza atan Mourinho, dün gece 21. dakikadan itibaren morardı! Neden? Orta sahada Galatasaray’ın omurgalı yapısından bihaber olup önlem almadığı ve Okan Buruk deneyimleri, imtihanları seviyesinde saha içerisindemücale nasıl olur, bilemediğinden. Kahveciyi oyuna aldığında Fenerbahçe zaten 3 gol yemiş, Kadıköylüler buz kesmişti. İlk yarıyı adilane yöneten düdük, devre arasında neye maruz kaldıysa bambaşka akordu bozuk melodikaya dönüştü!Atilla Karaoğlan verdiğin penaltı şaka mı ? Ayıbın harbi daniskası! Yazık! Yazık ki ne yazık. Eeeey hakemler ve bir kısım kaleciler; bırakın da Fenerbahçe onca masraf ve Morhiyo’suyla adam gibi bir gol atsın! Sevgili Mourinho böyle giderse…
Gelelim harikulade Galatasaray gollerine. Torreira ceza sahası dışında topa gelişine bir çaktı… Livakovic feleğini şaştı FB 0-1 GS Muslera’nın mükemmel kurtarışına şahitlik etti 22’de. Gecenin derbiye damga vuran starı Yunus başladı, Osimhen asisti, Mertens’in buram buram sanat kokan gol vuruşu FB 0-2 GS Devre bitti. İkinci yarıya ev sahibi daha hırslı ve arzulu başladı. Başladı da Sara 59’da Kanarya savunmasını adeta teker teker kafesledi ve çaktı: FB 0-3 GS. Önce bel kündesine onay verip Fenerbahçe lehine ‘devam’ diyen düdük, baktı ki FB iyice çaresiz kaldı, hiç yoktan bir penaltı öttürdü. Ondan sonra da tadım kaçtı vallahi. Futbolun değil, hakemin tatsızlığından! Eveeeet Ali Koç ve Mourinho buyurunuz ! Sana da helal olsun Okan Buruk nokta. Fenerbahçe 1 – 3 Galatasaray hem de Kadıköy’de yine…